İşveren mi arıyorsunuz yoksa doğru işvereni mi?
Ürün ve hizmet sağlayıcılar yani özetle tedarikçilerin amacı ürün ve hizmetlerinin satışını sağlamaktır. Piyasadaki rakiplerinden farkını ortaya koyup alıcısına yani müşterisine direk ulaşmak ister. Peki bunu yaparken neler yapar?
Sosyal medya kullanır, dijital veya olmayan reklam kampanyaları oluşturur, ziyaretler yapar, fuarlara katılır…vs. Aslında tüm bunlar için tedarikçi bir pazar araştırması yapar, Rakiplerini analiz eder, birlikte yol olabileceği iş ortaklıklarını seçer, üretim planlama derken ve hedef tabii ki müşteriye ulaşabilmektir. Peki bu müşterisini neye göre seçer?
İnşaatta hedef kitlesi değişkendir, firmaların faaliyetleri proje bazlı olduğu için aslında tedarikçi hep tetikte olmalıdır. Her gün yeni bir müşteri kazanma potansiyeli olduğu gibi mevcut müşterinin iş bitimi ya da askıya alma ihtimali ile aktif müşteri portföyü değişkenlik gösterebilir.
Sürdürebilir bir tedarik zinciri için de tüm taraflar sağlam bir işbirliği oluşturmayı hedefler. Bu ticari ilişki süreci de aslında karşılıklıdır. Tarafların birbirini anlamalı, teknik ve ticari koşullarda mutabakata varmalıdır. Bu tabii ki kısa sürede olabilecek bir süreç değildir. Zaman gerektirir ama zamanın süresi tarafların çevikliği ile de ilişkilidir. Bu nedenle tarafların ihtiyaç ve gereksinimlerini çok iyi anlaması gerekir.
Artık bu noktadan sonra müşteri kelimesi işverene dönüşür. Tedarikçi rakiplerini, pazarın araştırması yaparken potansiyel işvereninin de detaylı araştırmasını yapmalıdır. Örneğin işverenin mevcut projeleri ,faaliyetleri, ticari alışkanlıkları ve takım arkadaşlarının yapısı çok önemlidir.
İşverenin mevcut projelerinin lokasyonu, işvereni, türü, finansmanı önemli bir veri iken işveren firmanın hizmet verdiği endüstri ile sektörü de farklı bir değişkenleri oluşturur. İşverenin organizasyonel yapısı, çözüm ortakları ve beraber çalıştığı tedarikçiler de artık sizin birer takım arkadaşınız olur. İşte tüm bu yeni bileşenler size yeni bir deneyim kazandırırken kötü bir referans hatta kötü bir deneyim sahibi olmanıza da sebep olabilir.
Projenin prestijine, ihalenin büyüklüğüne kapılıp gözünü karartan çok tedarikçi vardır. Ticarette risk her zaman vardır, alınmalıdır da ama gerektiğinde…! Eğer risk haritanızı , maliyetlerini oluştururken tüm bu olasılıkları esas aldıysanız zaten karar kendiliğinden oluşacaktır. Hiçbir işveren “firma batıran” firma olmak istemez, hiçbir tedarikçi de aldığı iş yükünde ezilmek istemez. Aslında amaç aynıdır, projenin ve tarafların yüksek itibarıdır.
Aslında özetle; inşaat sektöründe her işveren sizin işveren profilinize uygun olmayabilir. İşveren seçiminiz de firmanızın performans, referans ve itibarını belirler.